Üranüs İstanbul Topkapı, Kapadokya otellerinin sahibi, Ulusal İktisadi Niyet Kuruluşu (Ulikad) Lideri Ömer Niziplioğlu, korona nedeniyle Türkiye’de turizmin komada olduğunu söyledi.
Koronanın tüm dünyada turizme büyük bir darbe vurduğunu belirten Niziplioğlu “Bu darbeden Türkiye de kendine düşen hissesi aldı. Şu an Türkiye’de turizm komada. Yurt dışına gidemeyen Türkler iç turizme yöneldi fakat bu kâfi değil. Otellerin doluluk oranları yüzde 20-30’larda. Kimi bölgelerde oteller hiç açılmadı bile” dedi.
‘Radikal adımlar şart’
Ömer Niziplioğlu, turizmi tekrardan nizama sokmak için geç kalmadan adım atılması gerektiğine dikkat çekerek “Bir an evvel harekete geçip riskin az olduğu ülkelerden turistleri ülkemize yönlendirmeliyiz. Bu noktada tanıtım faaliyetlerine tartı vermeliyiz. Bu yaz bu halde geçiyor. Koronanın seyri nasıl olacak bilmiyoruz. Önümüzdeki dönemleri kurtaracak adımlar atmalıyız” diye konuştu.
Türkiye’nin 12 ay turist çekecek potansiyele sahip olduğunu belirten Niziplioğlu, “Yaz bu türlü geçti diye durmamalıyız. Türkiye 4 mevsim hoşlukların olduğu bir ülke. Ülke olarak kültür, gastronomi, sıhhat üzere çok güçlü turizm çeşitlerine sahibiz. Bunların tanıtımı yapmalıyız” dedi.
‘Hatay’ı Dubai yapabiliriz’
Ulusal İktisadi Fikir Kuruluşu (ULİKAD) Lideri Ömer Niziplioğlu, yapılacak çalışmalarla Hatay’ın Dubai’ye dönüşebileceğini söyledi.
Akdeniz’in en uzun, dünyanın en uzun 12. plajıına sahip olan Samandağ’a karşın Türkiye’nin yalnızca Antalya’dan yarar sağladığına dikkat çeken Niziplioğlu, “Eğer Hatay için yeni bir planlama yaparsak konaklama, yeme-içme, cümbüş yerlerini sıfırdan tasarlarsak hatta bunun için memleketler arası kent plancılardan takviye alırsak Cannes, Birçok, Dubai üzere turistik bir uzunluk plajı, tabiatı olağanüstü. Sıcak bir denize sahip Ege’de dönem 2 ay iken Akdeniz’de 6 ay” diye konuştu. Bununla birlikte kültürel manada da Hatay’ın çok varlıklı olduğunu tabir eden Niziplioğlu, “Farklı dinlerin ve kültürlerin bir ortada yaşadığı kentte dünyanın birinci kilisesi bulunuyor. Hristiyan ismi birinci kere bu vilayette kullanılmış. Roma İmratorluğu’nun en büyük 3 vilayetinden biri. Hatay’da İslam, Hristiyanlık ve Musevi inançları iç içe yaşıyor. Cami, kilise ve havra yan yana bulunuyor. Bu özelliği ile yaşayan kent sayısı çok azdır. Bu özelliğini göstermek için inanç turizmiyle 12 aylık bir turist akışı sağlayabiliriz. Meryem Ana’nın meskenini görmek için Kuşadası’na 2 buçuk milyon insanın geldiği göz önünde bulundurulmalı” dedi.
‘Gastronomi tipleri yapılabilir’
Niziplioğlu, 3 medeniyetin birleşip harmanlandığı varlıklı mutfağı nedeniyle gastronomi çeşitleri açısından da Hatay’ın potansiyelinin yüksek olduğunu aktardı.
‘Gemi rotalarına eklenmeli’
Hatay’ın gemi tiplerinin rotasına eklenmesi gerektiğini belirten Niziplioğlu, “Bunun için Samandağ yahut Arsuz’a liman yapılması gerekiyor. Bu liman sayesinde Doğu Akdeniz gemi çeşidine Türkiye’yi de ekleyebiliriz. Yalnızca gemi tipi sayesinde 1 milyon turist çekebiliriz” sözlerini kullandı.
‘İşsizlik biter’
Hatay’ın, turizm kenti olduğu takdirde ülkeye ve kente birçok yarar sağlanacağını aktaran Niziplioğlu, “İşsizlik biter. Çabucak çabucak her hanenin geliri artar. Etraf vilayetlere yararı olur. Şu an yalnızca yazlık konutlar yapıldığı kıyısı kaybediyoruz çok daha fazla gelire refaha ulaşabilme imkanı varken bu biçimde kalması hepimizin kaybıdır. Akdeniz’de kıyısı olan Mısır, Tunus, Fas üzere ülkelerin en büyük gelir kalemi turizmken en büyük kıyısıyla Hatay’ın turistik olmayışına mana veremiyorum” diye konuştu.
Para Tahlil
