Merkez Bankası: Faiz artışı yerine önce sıkılaştırma verelim
Hayır faiz artışı gündemdeymiş gibi durmuyor. Ya da Sayın Cumhurbaşkanı henüz bu doğrultuda talimat vermedi. Fakat, merkez bankası twitter hesabından piyasadaki gelişmeleri izlediğini ve Ağustos başı itibarıyla iktisadi faaliyetteki “normalleşme” çerçevesinde hedefli ilave likidite imkânlarını kademeli olarak azaltılacağını açıkladı.
Ek likidite bilindiği üzere hem COVID-19 ekonomik şoku için yaratılmaktaydı, hem de TL’nin değeri baskı altında tutulurken düşük faizle/bol kamu kredileriyle beraber iç talebi canlandırma amacına hizmet etmekteydi. Şimdi ise son bir senede harcanan yaklaşık 100 milyar dolara karşın hem TL kontrolden çıkmış durumda hem de yüksek enflasyon/artan cari açık sarmalında faiz artışı yönünde muazzam bir baskı var. Keza Türkiye yüksek enflasyonda negatif faiz veren bir ülke.
“Uygulamaya alınan mali ve parasal politikalar küresel salgın hastalığın Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerinin sınırlandırılmasında ve üretken kapasitenin korunmasında başarılı olmuştur. Son dönemde açıklanan veriler iktisadi toparlanmanın güç kazandığına işaret etmektedir. Bu bağlamda Ağustos başı itibarıyla iktisadi faaliyetteki normalleşme süreciyle birlikte, hedefli ilave likidite imkânları kademeli olarak azaltılacaktır.
Öte yandan, piyasalarda oluşan fiyat gelişmeleri yakından izlenmektedir. Merkez Bankası, fiyat istikrarı ve finansal istikrar temel amaçları çerçevesinde, elindeki bütün araçları piyasalardaki aşırı oynaklığın azaltılması doğrultusunda kullanacaktır.”
Bankanın açıklaması detay içermiyor ancak sıkılaştırma mesajı olarak algılandı genel çerçevesi itibarıyla. Hatırlanacağı üzere, banka salgın sonrası politika faizinden (%8,25) daha düşük maliyetle piyasalara TL vermekteydi. Bu havuzda fonlama toplamı yaklaşık 60 milyar TL ve ortalama faizi de resmi verilere göre %6,83. Belli ki Fed misali bu havuz kademeli küçültülecek. Böylece büyük resimdeki ağırlıklı ortalama fonlama faizi 100-150 baz puan artırılmış olacak. Yani %7,9’dan %9-10 aralığına çekilecek.
Piyasanın TL riski almak için pozitif faiz talep ediyor. Resmi faiz artışı öncesi, belli ki merkez bankası likidite kanallarını değiştirme yolunda ilerleyecek. TL’nin ateşi sönerse ne ala; sönmezse işte o zaman faiz artışı baskısı daha da kuvvetlenecek.
Merkez bankalarla likidite mi konuşacak faiz artışını mı?
İstanbul’da saat 19:00’da bir “likidite” zirvesi başladı. TCMB Başkanı Uysal, BDDK Başkanı Akben ve banka yöneticileri bu toplantıda, normalleşme döneminde likidite adımları görüşüyorlar. Açıklama bu şekilde.
Mutlaka TL’de oluşan değer kaybı, TL piyasasındaki anormallikler, kotasyonlar arasındaki farklar konu olacaktır. Ekonomistler faiz artışı gereğini artık açık açık dillendirmeye, yazmaya başlamışken bu toplantıda konu olmaması mümkün değil. Açıklamaların satır araları ve kulis bilgisi bu konuya ışık tutar.
Resmi bir politika faiz artışı yapmadan önce merkez bankamız, işlerin kontrolden çıkıp savrulduğunu fark etmiş olacak ki, aslında likidite kanallarını değiştirerek zaten faizlerde bir artış başlattı. Likiditeyi çeşitli fonlama maliyetine sahip değişik kanallardan vermekte olan banka bu kanalları değiştirdiğinde, ya da fonlamanın ağırlığını bir koldan diğerine aktardığında, ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti de değişiyor. Son iki gün içinde işte tam da bu şekilde fonlama faizini yüzde 7,8 den yüzde 8’e doğru sürüklemiş durumda.
Muhtemelen, önümüzdeki günlerde bu ağırlıklı fonlama oranının daha da yükseldiğine ve likidite miktarının azaldığına tanık olacağız. Çünkü enflasyon yüksek ve çünkü düşük faizde halk güvenmediği ekonomi politikalarında TL riski yerine döviz almayı tercih ediyor.
BDDK: Yabancıyı yeniden oyuna alalım
Yere seçimlerden bu yana offshore swap piyasalarında yabancı yatırımcıları sıkıştırarak, başka bir ifadeyle TL’ye erişimlerini boğarak, TL satmalarını ve bu sayede TL’nin değer kaybını engelleme oyununu oynayan BDDK, şimdi geri adım atmaya başladı. Yurtdışı bankalara TL’de daha esnek hareket etme alanı açıldı.
TL gecelik faizin iki gün önce Londra piyasasında %1000’e ulaşmasını izleyen lirada ani değer kaybı, daha önce atılan mantıksız adımların geri çekilmesini zorlamış anlaşılan. Biraz geç kalınmış olabilir çünkü TL sakinleştiğinde yarın yeniden oyundan atılmayacaklarının garantisi artık yok. Daha net ifadeyle, Türkiye’deki politika yapıcılara güven yok.
BDDK Uluslararası Kalkınma Bankaları’na (UKB) yurtiçi bankalarda açacakları TL hesaplar üzerinden gerçekleştirecekleri belirli işlemlerde TL’ye erişim sınırlamalarıyla ilgili sağlanan muafiyeti yurtdışında yerleşik tüm bankaları kapsayacak şekilde genişletti.
Açıklamaya göre, UKB’ler dışındaki yurt dışında yerleşik bankalar için;
- Yurt içi piyasadan temin edecekleri TL likiditenin tutulmasını sağlamak
- Bu TL likiditeyi yalnızca yurt içi piyasalarda TL cinsinden menkul kıymet almak
Ayrıca söz konusu muafiyetten faydalanmak üzere BDDK başvurusunun olumlu sonuçlanması kaydıyla yurt dışı yerleşik bankaların yurt içi bankalarda açacakları TL hesaplar üzerinden işlem gerçekleştirecekler.
Açıklamaya göre, yurt dışı yerleşik bankaların yurt içi bankalarda açacakları TL hesaplar üzerinden gerçekleştirecekleri;
- Vadede TL alım yönündeki (swap işleminin ilk bacağında yurt dışı yerleşik bankanın döviz karşılığında TL aldığı) döviz swap işlemlerinin,
- BIST FX swap piyasasında vadede TL alım yönündeki (swap işleminin ilk bacağında yurt dışı yerleşik bankanın döviz karşılığında TL aldığı) swap işlemlerinin,
- BIST Repo piyasasındaki repo ve ters repo işlemlerinin
- Yurt içi yerleşik bankalarla yapılan TL depo işlemlerinin TL’ye erişim sınırlamalarından muaf tutulmasına karar verildi.
Gelişmeleri izlemeye devam ediyoruz.
GA.
Para Analiz