Gedik Yatırım: TCMB politika faizini sabit bıraktı, ancak faiz koridorunu genişletti
TCMB politika faizi olan haftalık repo faizini, 200 baz puanlık artış beklentilerinin aksine, %10,25’te sabit tuttu. TCMB öte yandan, gecelik borç verme faizi ile geç likidite penceresi faiz oranı arasındaki marjın 150 baz puandan 300 baz puana yükseltildiğini açıkladı. Buna göre, gecelik borç verme faizi ve geç likidite faiz oranları da, %11,75 ve %14,75 olarak şekillendi.
TCMB para politikası sıkılaştırmasını artık likidite kısıntısı yoluyla yapmayı tercih ediyor. TCMB aslında güçlü kredi ivmesi ve finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler (TL’de değer kaybı eğilimi) neticesinde enflasyon öngörülenden daha yüksek bir seyir izlediğini belirtmeye devam ediyor. Ancak para politikası sıkılaştırmasını, bu kez politika faiz artışı yerine, likidite kısıntısı yoluyla yapmayı tercih ediyor.
Buna göre, önümüzdeki günlerde ortalama fonlama maliyetinin %13,5-14,0 civarına yükselmesiyle, kur üzerindeki baskılar hafifleyebilir. Ancak, kur ve borsa endeksi üzerindeki ilk tepki doğal olarak negatif oldu. Özellikle kur üzerindeki baskı bir süre daha, piyasa ortalama fonlama maliyetinin %13,5-14,0 seviyelerine yükseldiğini görene kadar, sürebilir.
Şekerbank Yorum
PPK, Eylül ayı karar metninde dezenflasyon sürecini yeniden tesis etmek ve fiyat istikrarını desteklemek amaçlarını önceleyen bir söylem kullanmış ve politika faizini 200 baz puan artırmıştı. Parasal sıkılaştırmayı politika faizinde bir artış ile yaparak ortodoks yöntemlere dönüş sinyali vermesi piyasa tarafından olumlu karşılanmış ve bunun etkisi olarak yurtdışı yerleşiklerin Eylül ayının son haftasında borçlanma senetlerinde gerçekleştirdikleri alımlarla yıl başından bu yana ilk kez aylık bazda sermaye girişi görmüştük. Ancak jeopolitik gelişmelerin yarattığı koşulların etkisiyle bu faiz artırımının ve sonrasında gelen normalleşme adımlarının etkilerini tam anlamıyla göremedik. Kurdaki yükselişin devam etmesi nedeniyle,
TCMB’nin beklenti anketinde Eylül ayında %11,46 seviyesinde olan cari yıl sonu enflasyon beklentisi Ekim ayında da yükselmeye devam ederek %11,76 olmuştur. Son dönemde yaşanan hızlı kredi büyümesi Ağustos ayından bu yana atılan sıkılaştırma adımları ile bir normalleşme sürecine girmiş olsa da kredi arzının halihazırda çok yüksek seviyelere ulaşmış olması nedeniyle, ithalat talebindeki ve dolayısıyla cari açık üzerindeki etkilerinin bir süre daha devam edeceğini düşünüyoruz. Bu bağlamda geçtiğimiz ay açıklanan Yeni Ekonomi Programı’nda %10,5 olarak açıklanan cari yıl sonu enflasyon beklentisini iyimser buluyoruz.
Ekim ayı PPK toplantısında kurul, likidite yönetimindeki esnekliğin arttırılmasına karar vererek Geç Likidite Penceresi işlemlerinde uygulanacak faizde artışa giderek ortodoks yöntemlerdense, esnek politikaları kullanmaya devam edeceğinin sinyalini vermiştir. Bundan sonraki süreçte PPK karar metninde devam edeceği söylenen likidite tedbirleri kapsamında, fonlamanın kompozisyonu ile ağırlıklı ortalama fonlama maliyetindeki seyir dezenflasyon sürecinin ne yöne evrileceği anlamında belirleyici olacaktır.
Fiyat dinamikleri, ödemeler dengesi ve ülke risk primindeki seyrin arzu edilen bir patikada istikrar kazanması için Merkez Bankası’nın likidite tedbirlerine devam edeceğini belirtmesini ve fonlama maliyetinde artışın devamına yönelik olduğunu düşündüğümüz GLP faizi artışını olumlu bulmakla birlikte hedeflere ulaşmak için sağlanması gereken kredibilite ve değişimlerin sadece Merkez Bankasının faiz artımı ile sağlanamayacağı açık olduğundan tüm ekonomik birimlerin topyekün bir şekilde enflasyon ile mücadele konusunda paylarına düşeni yapma isteğini açıkça belirttiği kapsamlı bir enflasyon ile mücadele programının öneminin altını bir kez daha çiziyoruz.
Şenay Şerefoğlu—Investing.com: Bu ayki PPK toplantısından neden faiz artışı bekleniyordu?
Özellikle kurun rekor üstüne rekor tazelemesiyle maliyetler ÜFE’de kendini gösterdi ve TÜFE’de de Ekim itibariyle yükseliş bekleniyor. Kur yüksek, enflasyon yüksek, son faiz artışına karşın yabancı yatırımcı hala tedirgin, girişler düzenli değil, cari açık artıyor, iç borç artıyor, göstergeler toparlanmada durgunluk işareti veriyor. Piyasa fonlaması ve politika arasındaki durumla beraber işte tüm bu riskler nedeniyle merkezin bu ay da faiz artırması bekleniyordu. Ancak merkez bu ay faizleri sabit tutma kararı aldı, gerekçe ise aksiyonların işe yaradığı yönünde ve karar metninde şu ifadelere yer verildi:
”Enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve enflasyon görünümüne yönelik risklerin sınırlanması amacıyla para politikası ve likidite yönetimi kapsamında atılan adımlarla finansal koşullarda belirgin bir sıkılaşma sağlanmıştır. Bu doğrultuda Kurul, politika faizinin sabit tutulmasıyla birlikte, likidite yönetimindeki esnekliğin arttırılmasına ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar likidite tedbirlerinin sürdürülmesine karar vermiştir.”
GLP üzerinden faiz artışı yapan merkez ya bizlerin korktuğu bu yüksek riskleri bizler kadar korkutucu görmüyor ya da faiz artırılması istenmediği için faiz dışı adımlarla müdahale etmeye çalışıyor! Sonuca bakarsak; Negatif anlamda yapılan bu sürprize piyasanın ilk tepkisi sert oldu. USD/TRY, EUR/TRY, GBP/TRY ve CHF/TRY rekor tazeledi.
*Faiz artışında riski gören ve adım atan merkez bankasının bir ayda tüm sorunları faiz artışına gerek kalmayacak ölçüde düzeltmediği ortadayken bunu yapmak zorunda kalması ise en üzücü olan durumdur.
Tuğrul Belli: HEDEFLERİN TUTMASI PARA POLİTİKASININ SIKILIĞIYLA ORANTILI OLACAK
‘Merkez’den Ters Köşe!
Yabancılardan satışa devam…
Reuters: Dolar/TL faiz artışı ve yabancı yatırımcı algısında iyileşme beklentisiyle düşüyor
Para Analiz